3 Mart 2009 Salı

kırmızıkalem

kırmızı kalemle küçük çizgili defterlere konu başlığı yazdığımız günleri hatırlayıp dudağımızın kenarında bir kıvrım oluşunca büyümüş mü oluyoruz? evet. büyüdük. tek renk yeterli oluyor artık tüm başlıklara. çocukken renkliydi hayat çünkü. renkli boya kalemleriyle doluydu kalem kutularımız. kalemtraşlarımızın bıçakları körelirdi. bir çöp tenekesi etrafında toplanıp kalem açmalarda çocukça fısıldaşıp gülümseyişler vardı ve çöp tenekesine atılanlar çöp değildi, çocukluğumuzun anılarıydı. bunu yıllar sonra büyüdüğümüzde anladık. açılan kalemlerden kalan artıkların bazıları çöp tenekesine düşerdi. bozulmamış olanlar da yıllar sonra bulunmak üzere defter, kitap sayfaları arasına yerleştirilirdi.

o yıllar evde, içinde fındık kabuğu yanan sobaların üzerinde mandalina kabuğu kuruttuğumuz yıllardı..



Bilge.

3 yorum:

Hayalbemol dedi ki...

Bilgecim, ne güzel yazmışsın öyle. Küçük renkli kalemlerinle düşlerimi renklendirip, kalemtıraşınla zihnimi açtın. O mandalina kokusunu anımsattın, sıcak odanda sevgiyle serilmiş sedirinde tıngır mıngır sallanırken, edebiyatın da yoğun ilgiden nasibini almış. Fındıkkabuğu yanan sobaların saçtığı mutluluk birleşmeleri, her bünyeye nasip olmamıştır. Hele ki bundan sonra çok daha zor. Sevgiyle kal.

baliq dedi ki...

ben kırmızı kalem kullanmayı hiç sevmezdim oysa!

eni dedi ki...

cok guzel yazi olmus Bilgecim